Politeizm yüzyili seklinde tasvir edilmeyi hak eden günümüz dünyasi rölativizm ve fundamentalizmin icine hapsolmus durumda. Modernizmin etkisiyle insanlarin maruz kaldiklari sorunlara dair ufuk acici yaklasimlara duyulan ihtiyac günden güne artiyor. Siyaset ve felsefe alaninda üzerine oldukca caba harcanan asiriliklar önemli bir mesele olarak insanlarin önünde duruyor.
Modern zamanlarin en önemli din sosyologlarindan Peter L. Berger ve Anton C. Zijderveld Süpheye Övgü adini verdikleri elimizdeki kitapta, toplum sorunlarini süphe cercevesinden düsünmenin belli basli kavramsal hatlarini yeniden kat ediyorlar. Haliyle kitap, süphe baglamina yalnizca kurumsal düzlemi harmanlamiyor, ülke örneklerine, hatta pek hayirla yad edilemeyecek davranislara da uzaniyor. Yedi bölümden olusan calismanin ilk iki bölümünde yazarlar, sorunun modernitenin yarattigi dilemmadan bagimsiz ele alinamayacagini vurguluyor. Hic süphesiz bu dilemmanin bir ucunda rölativizm diger ucunda fundamentalizm var. Sonraki iki bölümde cagdas dünyada din hakkindaki bu iki zit söylemin ne anlama geldigi sorgulaniyor. Daha sonraki bölümlerde yazarlar, kitaba da adini veren süphenin metedolojik rolü ve sinirlari üzerinde fikri bir pusula sunuyorlar.
Peter L. Berger ve Anton C. Zijderveld elinizde tuttugunuz bu kitapta, hem fundamentalizmden hem de rölativizmden kacinan ve uzak duran ilimlilik siyasetini öneriyorlar. Hesap verebilirligi ve sorumlulugu esas alan entelektüel dikkatleriyle tüm insanlar icin yasanabilir bir dünya kurabilmenin incelikli arayisini sunuyorlar.
Tanrinin ölümü teolojisinin modasinin gectigi zamanimizda süphe fikri üzerinden, dini, siyaseti, modernligi, dünyayi, ahlaki, insaniyeti yeniden düsünmeye acilan bir kapi Süpheye Övgü.