Postmodernizm, günümüzde cokca telaffuz edilen, ama cogu kisi icin ne oldugu tam olarak kavranip tanimlanamayan belirsiz bir kavram. Bir firsati mi, yoksa bir erozyonu mu; bir dayatmayi mi, yoksa özgürlesmeyi mi temsil ettigi konusunda da bir fikir birligi oldugunu söylemek güc.

Postmodernizm tartismalarinda öncü bir yere sahip bulunan Amerikanin en dikkate deger entelektüeli ve uluslararasi alanda taninan edebiyat kuramcisi Fredric Jameson, bu zor konuyu Marksist bir elestirel mesafeyle ele aliyor. Jameson postmodernizmin, kapitalizm tarafindan yönlendirilen bir kitle kültürü olarak günlük hayatimizin her yönüne nüfuz ettigini ileri sürüyor. Bu özelligiyle ideolojileri sekillendirmesi ve bunu da medya kültürü üzerinden bir hegemonyaya dönüstürmesi ise postmodern dünyada insanlarin yasama bicimlerinin belirlenmesinde isleyen süreci yansitiyor. Sanat eserlerinden mimariye, teorik tartismalardan ekonomiye dek pek cok ayrintiya yer veren Jamesonin bu kitabi, postmodernizm konusunda carpici ve derinlikli bir tartisma.