Sik sik vatanseverlik, ulus, milliyetcilik ve etnisite kelimelerini duyuyoruz, hatta kullaniyoruz. Peki, bu kavramlarin anlamlari nedir Ya da birbirlerinden farklari
Aslinda anlamlari ve aralarindaki fark cogu zaman belirsiz; bazen ayni olguyu tanimliyor, bazen celisiyorlar. Ortak noktalariysa, dünyanin kaderini belirliyor olmalari. Bu kavramlara daha yakindan bakmak ve hem kuramsal temellerini hem de tarihi yapan olaylardaki rollerini görmek, gecmisi ve bugünü kavrayisimizi etkileyecektir.
Avrupanin batisi ve dogusu, Kuzey Amerika, sömürge ülkeleri ve Ortadogu Hepsi farkli deneyimlerle, farkli sebeplerle benzer süreclerden gecti, geciyor. Yok oldugu sanilan milliyetcilik her seferinde geri dönüyor.
Araclari bazen tarih, dil, din oluyor; bazen siddet. Avrupanin ulus sonrasi döneme girdigi düsünülürken kan akiyor; bir yandan küresellesen insanlik, öte yanda paramparca oluyor. Cokkültürlülük ve bütünlesme yolunda kaybolup duruyoruz.
Milliyetciligi Yeniden Düsünmek, dünyamizi bu denli kusatan ama sinirlarini ayirt edemedigimiz söz konusu kavramlari genis bir perspektifte, Avrupa kitasinin tarihsel ve güncel elestirisiyle birlikte sunuyor. Kitaba katkida bulunan Avrupali akademisyenler; milliyetcilik kuramlarinin tarihine ve kaynaklarina, milliyetcilik türleri arasindaki ayrimlara, milliyetciligin farkli cografyalardaki tezahürlerine, kurgulanan tarihlere, gizlenenlere; gözümüzle görüp de anlayamadiklarimiza zihin acici bir isik tutuyorlar.