Dogu Ekspresi, 20. yüzyil Amerikan edebiyatinin önemli yazarlarindan
John Dos Passosun Doguya dair izlenimlerini aktardigi keyif verici bir
seyahatname.
John Dos Passos, Dogu Ekspresinde 1920lerin basinda Anadolu,
Dogu Avrupa, Yakindogu ve Ortadoguya seyahatlerinde karsilastigi
görüntüleri, sesleri ve kokulari titiz bir edebiyatci dikkatiyle anlatiyor.
Tiflisten Erivana, Kazvinden Sama uzanan yolculugunda en siradan
görünen manzaralara usta bir ressam gibi renk ve anlam katiyor.
Suriye Cölünü asan, Kafkaslari tirmanan, Britanyanin denetiminde
yeni bir Irakin kurulusuna taniklik eden Dos Passos, Dogunun dertleri
ve güzelliklerine ayni anda dikkat kesilirken Dogu Ekspresi keyif verici
bir seyahat anlatisina dönüsüyor. 20. yüzyil basinda Batida benzerine
az rastlanir cinsten bir Dogu seyahatnamesi.
Dos Passosun dünyasi, tipki Kafkanin Faulknerin ve Stendhalinki
gibi imkansiz bir dünya celiskilerle dolu. Ama güzellik, tam da
celiskide gizlidir; örtük bir celiskidir. Dos Passosun zamanimizin en
büyük yazarlarindan biri oldugunu düsünüyorum.
Jean Paul Sartre