Genc bir padisah Kanuni Sultan Süleyman
Yasli bir sövalye Üstad-i Azam Philippe Villiers de lisle adam
Kücük bir ada...
Büyük bir inat...
Batinin gözüyle Rodos Savasi
On altinci yüzyilin baslarinda, Müslümanlar ve Hiristiyanlar, Dogu ve Batinin egemenligi icin son kozlarini paylasmak üzereydiler. Rodos Adasi kozlarin paylasilacagi ilk yerdir ve kazanan taraf Dogu ve Batinin egemenligine giden yolda önemli bir engeli asacaktir.
Yirmi bes yasindaki Kanuni Sultan Süleyman ve yüz bin kisilik ordusu, Rodos Adasini kusatir. Belgrad zaferinin ardindan sira Osmanlilarin Seytanin Ogullari olarak adlandirdiklari sövalyeleri Rodostan temizlemeye gelmistir. Muhtesem Süleyman Akdenizi Osmanli gölü haline getirmeye kararlidir. Osmanli Hanedan Kilicini kusanan Tanrinin Gölgesi Kanuni Sultan Süleyman ve güclü ordusunun önünde hicbir güc duramazdi
Elli sekiz yasindaki Üstad-i Azam Philippe Villiers de lIsle Adam ve sövalyeleri Rodos Kalesine cekilirler. Iki yüz yildir Rodosu yöneten sövalyeler adayi kanlarinin son damlasina kadar savunmaya ve kendi Tarikatlari ugruna her seyi feda etmeye hazirdirlar. Savasin sonucu sadece Rodos Adasinin kaderini degil, Tarikatin kaderini de belirleyecektir. Bu durumun farkinda olan Kanuni Sultan Süleyman kapsamli hazirliklara girisir, ancak karsisinda hic hesapta olmayan, oldukca zorlu bir engel bulur Rodos Kalesi.
Osmanlilar ve sövalyeler, sarsilmaz bir zafer inanciyla savasa tutusurlar. Muhtesem Süleymanin özel olarak döktürdügü toplar Rodos Kalesinin surlarinda eriyip giderken, surlarin önünde yigilan ölülerin sayisi da her gecen gün artmaktadir.
Zaferin kanla kazanilacagina her iki tarafin da en ufak bir süphesi yoktur, ancak bu kücük adanin kaderinin ölüm olacagini ne Kanuni, ne de Üstad-i Azam hesaplamistir.
Anthony A. Goodman, gercek bir savasi bir Batilinin gözüyle anlatiyor. Yüz kirk bes gün süren Rodos Savasi, tüm vahsetiyle bu kitabin sayfalarinda yeniden canlaniyor. Tanrinin Gölgesi, on binlerce cana mal olan bir inadin; sadakatin ve ihanetin; korkunun ve cesaretin; kisacasi ölümün ve zaferin destansi bir sekilde anlatildigi, hafizalardan kolay kolay silinmeyecek bir roman.