Bastan cikarma, Batinin tarihinde, Seytanin stratejisi olarak görüldü hep. Kötülügün stratejisiydi o, yeryüzündeki lanet, hayatin hilesi...
Günümüzde, Bati kültürü, her seyi, libidolari, enerjileri, cinselligi, kötülügü, sapkinligi... serbest birakti Yükselen degerlerini, hortlattigi bu duygu ve enerjilerin tüketimi üzerine kurdu. Ama bastan cikarma hala karanlikta; hatta iyice karanliga gömüldü. Bir gecelik asklar, mekanik cinsellikler, sanal seksler caginda, bastan cikarmaya, bastan cikarmanin örtülü, muglak, gerilimli dünyasina, flörte, ütopik aska, ask ütopyasina yer yok.
Baudrillard, Bastan Cikarma Üzerinede bizi baska bir aleme, bastan cikarmanin o karanlik alemine sürüklüyor. Baska bir hayat tahayyülüne dair ritüellerin, oyunlarin, karsilikli kozlarin, atilan ve geri cekilen adimlarin, söylenen ve söylenmeyen sözlerin, kacamak bakislarin, belli belirsiz dokunuslarin, strateji ve taktiklerin bu dünyasinda, kurulu düzene ait hicbir sey yok. Degismez, kalici, temelli hicbir sey yok. Bastan cikarma Tanrinin düzenini, üretimin ya da arzunun düzenini altüst eder. Tüm ortodoks hayatlar ve düsünceler icin bir tehdittir bastan cikarma; cinselligin, anlamin ve iktidarin altüst olusudur. Bastan cikaran kimdir, bastan cikarilan kimdir Kim kimi nicin, nasil ve ne zaman bastan cikarir.. Belki de herkes hem bastan cikarmakta hem de bastan cikmaktadir... Baudrillard, sorularini ve yanitlarini cinsellikten felsefeye, edebiyattan gündelik hayata uzanan bir eksen üzerinde isliyor. Kierkegaardin Bastan Cikaricinin Günlügü ve Fowlesin Koleksiyoncusu bu karanlik ve mesum yolculugun önemli güzergahlari arasinda.