Eserleri ve düsünceleri dünyada oldugu kadar Türkiyede ilgi ve merakla izlenen Fransiz düsünür Jean Baudrillard, Imkansiz Takasta yasadigimiz cagin ve tek tek hayatlarimizin lanetli yanlari üzerinde düsünmeye yöneltiyor bizleri...
Her seyin bir sona dogru evriliyor gözüktügü bir dünyadaki sinir-durumlar üzerine sorular soruyor ve cevaplar ariyor Baudrillard. Dünyanin yerine ne koyabiliriz Düsüncenin, duygunun, arzunun yerine ne koyabiliriz Yasami neyle takas edebiliriz Insanlik olarak, takas edilemezsin, imkansizin sinirina dayandigimizin isareti Imkansiz Takas.
Bu evreye nicin ve nasil geldigimizi bize aciklayan Baudrillard, her seyin bu Imkansiz Takasa bagli oldugu üzerinde duruyor. Ekonomi, teknik gibi alanlardaki sözde gelismelerin, bas döndürücü atilimlarin ötesine bakmaya cesaret edersek, sözde-gercekliklerin örtbas edilmeye calisilan catlaklarina gözümüzü dikebilirsek, insanligin icat ettigi tüm rasyonel sistem ve degerlerin tek mutlak esdegerinin Bosluk olmasindan baska bir Gercek cikmaz karsimiza. Ve Bosluk takas edilemez bir seydir. Tanrinin sembolik ölümünün ardindan baslayan modernite süreci icinde insanlar önce tüm yasami tekniklestirdiler, giderek de bu teknik dünyanin yerine sanal olani, hiper-gercegi koydular. Böylece kendi bos gercekliklerinden kurtulup gercekten daha gercek, dogrudan daha dogru bir gerceklik bulmayi umdular. Sonuc Hüsran...
Iste bu noktada, makinenin egemenliginden ve tahakkümünden, sanalin ve ayninin zorbaligindan bunaldigimiz anda, bizi biz yapan seye isaret eder Baudrillard. Haz, yasam zevki ve sarhoslugu ile ironi duygusudur bu... Sistemin zaferinde delik acacak ve belki de tüm akisi tersine cevirecek olan sey iste budur
Icinde yasadigimiz sistemin ölümcül nihilizmine, eli kulaginda felaketine bir direnis ihtimali icin okunmali Imkansiz Takas...