Ikinci dalga feminizmin Kisisel olan politiktir önermesi, sosyal bilimlerin merkezinde bir gedik acti. Sara Ahmed, bu gedigin capini Kisisel olan teoriktir diyerek genisletmek, kuramsal olanin yasamsal olanla iliskisini yeniden kurmak icin cüretkar hamleler yapiyor; akademik cevrelerce dahi radikal olarak betimlenen bu hamlelerin gündelik olana ickinligini gözler önüne seriyor. Düsüncemizle eylemlerimiz arasinda bütünlüklü bir iliski kurabilmenin, savundugumuz degerleri hayatimiza yedirebilmenin keyifli ve bir o kadar cetin mücadelesine isik tutuyor.
Feminizme tutunmak, onun catisi altinda mücadele etmek, sesinin yankisinda kendini duymak; isyerinde, aile sofrasinda, akademide, ikili iliskilerde kazanilan her tecrübeyi elestirel düsünceyle bulusturmak... Feminist bir yasam sürdürmenin her seyi sorgulanabilir kilmakla mümkün oldugunu vurgulayan Ahmed, ögrenmenin, deneyimlemenin, yasam ile düsünce arasindaki catismali sürecin hicbir zaman sonlanmayacagini belirtirken sorgulamayan, kendi sinirlarini insa eden her hareketin iflas etmeye mahkm oldugunun da altini ciziyor.
Umut olan yerde, zorluk vardir diyerek önümüze cikacak engelleri birer motivasyon kaynagina dönüstüren, feminizmin gerekliligi ve feminist bir hayatin nasil sürdürülebilecegine dair coskulu, davetkar ve umut dolu bu metin, gözünü budaktan sakinmayanlarin, elini tasin altina koymaktan cekinmeyenlerin kolektif eyleminin bir davetiyesi niteliginde.
Feminizmin korku salmasina sasmamali; birlikte tehlikeliyiz.