Bugün eski devirlerden geldigini varsaydigimiz geleneklerin büyük kismi, aslinda görece yakin zamanlarda icat edilmis olan geleneklerdir. Bu gelenekler icat edilirken mutlaka belli bir tarihsel gecmise referans yapilir ve gecmisle bir süreklilik kurulmaya calisilir. Oysa bu süreklilik, büyük ölcüde yapay ve uydurmadir. Bu acidan son iki yüzyillik gecmis, modern dünyanin sürekli degisimi ve yenilenmesi ile toplumsal hayatin en azindan bazi kisimlarinin degismez ve sabit tutulmaya calisilmasi arasindaki zitliga kafa yoran tarihciler acisindan son derece ilginc ve verimli bir zaman dilimidir. Verimlidir, zira yeni gelenekler özellikle bu son iki yüzyilda, özellikle de görece yeni bir tarihsel olgu olan ulus ve ulus-devletle, ulusal semboller, refleksler ve milliyetcilikle at basi giderek hizli bir sekilde formellesmis ve yerlesiklik kazanmistir.
Yasayan en büyük Marksist tarihci Eric Hobsbawmin Terence Rangerla birlikte hazirladigi bu temel referans kitabi, derlemeye katkida bulunan diger yazarlarin Britanya, Iskocya, Galler, Hindistan ve Afrikadaki tarihsel süreci irdeledikleri calismalariyla birlikte, yukarida ana hatlari belirtildigi cercevede icat edilen gelenekleri, ayrica gecmis ile bugün arasindaki bagi arastirmaktadir...